A
Abrul : Nisan
Abuş : Şapşal
Accuk : Azıcık
Aclanmak : Acıkmak
Adref : Etraf
Afkurmak : Havlamak
Ağanamak : İnlemek
Ağarlamak : Ağırlamak
Ağıl : Küçükbaş hayvan ahırı
Ağırşak : Eğerceğin yuvarlak parçası
Ağrı : -den doğru anlamında bir edat
Ağuşuk : Yarı açık
Ahaca : İşte burada
Akak : Ormanda artık suyu olmayan, dibi taş, eski su yolu
Akınmak : Kaymak
Akunduruk
Akunduz
Alaf : Hayvana verilen bitki demeti
Alamuk : Yağmurdan sonra güneşin bulutların arasından tesirli bir şekilde vurması
Alemeşkere : Alenen, insanlar görecek-duyacak şekilde
Allahu : AlemAllah bilir (tahminlerde kullanılır)
Andır : İşe yaramaz, fena, kötü
Andır galsın : Yerin dibine geçsin
Angaz : Büyük, ağır ve hantal eşya
Anlak : Meydan
Annaklamak : Gözlemek, bakmak
Angıramak1) Avazı çıktığı kadar bağırmak 2) Eşeğin anırması
Aranko : Boş boş, serseri gibi gezen
Argış
Arkulu : Paralel
Arkurulamak : Yan tarafa doğru gitmek
Aşana : Geleneksel evlerde mutfak
Aşar : Turşusu kurulan madde
Aşki : Tevekkeli
Atlamak : Ayıklamak
Ateşlük : AteşlikGeleneksel evlerde ateşin yakıldığı kısım
Avara : Boş gezen
Avu : AğuZehir
Ayam : Hava, hava durumu
Ayama : Lakap
Ayu : Ayı
Azuk : Yiyecek
B
Bacca : bahçaBahçe, fındık bahçesi
Bad : Koyun geceleme yeri
Bardabaş : Çok gürültü yapan kişi
Başşak : SoğlamaFındık toplandıktan sonra geri kalan artıklar
Bayak : Az önce, demin
Bece : Bu gece
Bed : Kötü, çirkin
Bek : Sert
Belertmek (gözünü)1) Gözlerini iyice açmak 2) Gözünü açarak korkutmak
Bere : pereKoyunların sağıldığı yer
Besbelli : Herhalde, belli ki
Beter : Çok, fena
Bezene : Bezelye
Bıldır : Geçen sene
Bibi : Büyük hala
Bileki : İçinde ekmek yapılan çamurdan kap
Bitduma : CitdumaAzıcık
Boydak : Tek başına, başıboş
Bozaltı : Alaca karanlık
Böce : BöğceFasülye
Böğün : Bugün
Bulaşuk : İspiyoncu
Buymak : Üşümek
Buzakluk : İnek rahmi
Büngüldemek : Yerinde duramamak, oynamak
C
Caht : Gayret, çaba
Camış : Bir büyükbaş hayvan türü
Caplama : Fraktıya yatay olarak çakılan çıta
Caranak : Sağanak yağmur
Caydak : Tek başına, yalnız, çıplak
Cazı : fesat kadın
Ceccal : Çok yaramaz çocuk, deccal
Celecoş : Keş'ten yapılan bir tür yemek
Cenik : Giresun Dağlarının kuzeyinde kalan yöre ve bu yöredeki köyler
Cereme : Zahmet, eziyet, sıkıntı
Cıbban : Alkış
Cıbıldak : Çıplak
Cıdık : Tuzak
Cıftır : gibiÇok hızlı bir şekilde
Cılga : İnce su yolu
Cımbış : Komik, şaka
Cıngıl : Bir nevi tenekeden yapılmış kulplu su kabı
Cırıtta : Bir tür hamur kızartması
Cırıtta gibi uşak : Su gibi delikanlı
Cırmak,cıymak : Ağaç kökünün uzantıları
Cıscıbıl : Çırılçıplak
Cıvırtmak : İshal olmak
Cicük Cicik : Meme
Cidduk, Cıddık, Cındık : Ufaklık, sevimli çocuk
Cinibiz : Keskin zekalı, hafızası kuvvetli
Citduma,Bitduma : Azıcık
Cilim : Çok yapışkan bir tür çamur
Cimbar : Harabe yer
Cimcük,Cimcik : Çimdik
Ç
Çakal Yağmuru : Aniden bastıran kısa süreli yağmur
Çakır : Bir bayan ismi
Çakır Gözlü1) Renkli gözlü 2) Ela gözlü
Çalpamak : Çalkalamak
Çangal : Fasülye sırığı
Çapula : Eskiden giyilen bir tür ayakkabı
Çaput : Eski elbise
Çara : İnekten gelen akıntı
Çaruk : Ayakkabı
Çatmak : Rastlamak, rast gelmek
Çavgun,Çağulgun : Esintili yağan yağmur
Çaytak : Bacakları dışa doğru eğri kimse
Çeç : 1) Ayıklanmış fındık 2) Madeni para
Çekek : Küçük gemi barınağı
Çencik : ÇencükKapı mandalı
Çentiği : asdar'dan yapılan bir tür çanta
Çentik : ÇentükÇizik
Çepni : Çepniler, Türkiye Türklerinin ataları olan oğuzlar'ın 24 boyundan Üçoklar'ın Gökhan kolundan , dört oğuldan biridir. (Bayındır, Peçenek, Çavundur, ve Çepni)
Çettüğüm : Kördüğüm
Çerkez Bıçağı:Yöreye özgü hamsiye benzer küçük bıçak
Çıpırtlak:Çok renkli, rengi parlak, alacalı bulacalı
Çiğsenti : İnce yağan yağmur, çiğse
Çileklik Çalı çileği. Yaprağından çorba yapılır
Çimmek:Yıkanmak, yunmak
Çitemek Dikmek, tutturmak
Çivit : Limon, mandalina gibi meyvelerin çekirdeği
Çort : Dikenlik yer
Çotanak : Birkaç fındıktan oluşan fındık demeti
Çöğör : Mısırın biçildikten sonra toprakta kalan kısmı
Çölük : Küçük ağaç parçası
Çömen:Otluk
Çöten : Darı anbarı
Çömez:Ufak çocuk
Çükelik,Çükelük : Çökelek
Çürük Ayı : Temmuz ayı. Ağustos ve Temmuz çürüklük ayları olarak bilinir.
D
Da : Anlamı güçlendiren ek
Dadduk : Sevimli, tatlı
Dani : lGeveze, dangalak
Darlanmak : Sıkılmak, bunalmak
Dasdar : Yün kilim
Davun : Kötü, andır
Dazıratmak :
Debertmek : Debelenmek
Değermen : Değirmen
Depebızdık : Takla
Derbey : Bir tür lastik ayakkabı
Deydağa : İşte orada
Deyha : İşte şurada
Dibek : Tahıl tanelerini dövmeye yarayan taştan oyulmuş araç
Dibek,Depük : Kuru
Dibleğ : Giresun'a has bir yemeğimiz
Dişemek : Yontmak, keskinleştirmek
Divrin : Bir ağaç türü
Divron : Ucu V şeklinde uzun sopa
Dizlik : Uzun erkek donu
Dobuç : Sivriliğini kaybetmiş, körelmiş
Dodol : iPipi
Dozik : Dangalak
Duman : Sis
Dundar : Üstü kapalı yer, sığınak
Düdek : Ham, olmamış meyve
Düşün : Mola, ara
E
Ebeguşağa : Gökkuşağı
Ebrimek1) Erimek 2) : Eskimek
Efrini almak : Acıdan dolayı aklını almak
Eğercek : Yün eğirme aleti, kirman
Eğratlık : Bir tür imece
Ehe : lEhil, usta
Ekinci : Güneyli (Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk, Gümüşhane yöresi insanı)
Elçi : Evlilikte aracılık eden kişi
Elguvan : Mor renkli bir çiçek, ergüvan
Encamı : Topu topu
Enük : Kedi köpek yavrusu
Eşkere : Alenen, açıktan
Eteklik, Eteklük : Etek
Evlürmek : Yetmek
Evsi, Öğseğ : Bir kısmı yanmış odun parçası
Evşün : Ekmek çevirmeye yarayan alet
Evza : Kibrit
Ey : Bir seslenme edası
Ey vermek : Seslenmek, çağıran kişiye cevap vermek
Eyhe : Sana göre hava hoş
Eylenmek : Oyalanmak
F
Fagaz : Bir armut türü
Fanila : Kollu atlet
Farfara : Bir tür meşale
Farimek : Hafiflemek, rahatlamak
Faşırtı : Parazit, Cızırtı
Fayrap : Birden alevlenen ateş
Felfekiç : Paramparça
Fene : Çok
Fer : Derman, hal, kuvvet
Feşel : Yaramaz
Fetir : Sac üstünde yapılan bir çeşit kızartma
Fırfıkıç : Ağzına kadar dolu
Fırıç : Pişmiş meyve
Fırtana : Fırtına
Fışkı : Dışkı
Fışırtmak : Fırlatıp atmak
Follamak : Kabuğunu ayıklamak
Foni : Bir ucu geniş, bir ucu dar; kaplara su doldurmaya yarayan gereç, huni
Fosaldak : Suyunu çekmiş
Fösük : Dişsiz, dişleri dökülmüş
Fraktı : Örme çit
Fuzuli : Boşu boşuna
G
Gabalak : Galdiriğe benzer bir bitki
Gaban : Kaş, yamaç
Gaccuk : Kadar
Gacır : Yaş fındık kabuğu
Gagiliç : Biçimsiz, tipsiz
Gagit : Kuru, dölsüz
Galdirik : Dere kenarlarında yetişen, turşusu da yapılan bir bitki türü
Galemlik : Bacanın üstüne, kuşların yuva yaptığı bölüm, bir nevi baca kapağı
Gam : bakKel
Ganayaklı : Sakin, uysal
Gararbazar : Göz kararı, aşağı yukarı
Garcaşturmak : Tahrik etmek, karıştırmak
Garduf : Patates
Garer : Karar, tam kıvamı
Garsamba : Ev içindeki eşya kalabalığı
Gartobak : Patates
Gasavet, gasevet : Dert, sıkıntı
Gasmuk1)Kabuk 2) : Kusmuk
Gasmuk bağlamak : Pislikten adeta katran bağlamak
Gavsak,Gavsun : Fındığın dışındaki yeşil kabuk
Gavun Armudu : Bir armut çeşidi
Gavunç : Hadım
Gaybana : Kahrolasıca, andır, hayrı dokunmayan
Gayda vurmak : Türkü söylemek
Gaydelenmek : Genellikle kendi kendine yavaş ritimli türküler söylemek
Gazel : Dökülmüş yapraklar
Gebiç : Kenarı olmayan
Gebiççi : Değirmenci
Gecin : Ayıklanmış fasülye kabuğu
Geçi, Ğeçi : Pis kötü şey, kötü insan, domuz
Gedik, Gedük : Oyuk
Gegecen : Bir çeşit orak
Gelçek : Merdiven
Gelincik : Kediden küçük, fareden büyük
Gerevi : Dal eğmeye yarayan ucu bükük sopa
Gıbrağa : Kurbağa
Gıdık : Küçük yumurta sepeti
Gıran : Köyün ya da mahallenin genellikle merkezine yakın, boş ve düz arazi
Gırnap, Gınnap : İp
Gırklık : Koyun kırpma aleti
Gırkmak : Kırpmak
Gışmık : Hayvan tekmesi, çifte
Gıynak : Tekleme fındık gavsağı
Girebi : Küçük balta
Glik : Sacda yapılan küçük ekmek
Gofil, Kofil : Fıçı
Goğoz, Goğuz : Aralı, hafiften açık(kapı)
Gogil : Saçların örülüp, başın arka tarafına 2 parça halinde toplanmasıyla oluşan saç demetinin her biri
Gohnik, Kohnik : Yaşlı kimse, moruk
Golan : Odun taşırken sırta sarılan ip
Goşmak,Goşama : İki eli birleştirerek yapılan büyük avuç
Got, Kot : Eski bir ölçü birimi
Gölük : Hayvan sürüsü
Güçük Ayı : Şubat Ayı
Göğnümek : Meyvenin kararıp yumuşaması
Göreslenmek : Göresi gelmek
Gumbul : Büyük sepet
Guruş Taşı : Evin ateşliğindeki çıkıntı taşı
Guvak : Kepek
Guytak : Çukur, kuytu
Güman : Umut
Gübür, Küpür : Pislik ve toz kırıntısı
Güni : Güney
GüveTahta : kurusu
Güvenek : Bir tür iri sinek
Güzine : Bir tür soba
Ğ
Ğeçi, Geçi : Pis kötü şey, kötü insan, domuz
H
Ha : Anlamda kesinliği artıran bir nevi önek
Haböle,Haşöle
Haole : Böyle, şöyle, öyle Habu,Haşu,HauBu, şu, o
Habura,Haşura
HauraBura(sı), şura(sı), ora(sı)
Hacat : İhtiyaç
Haccak : Güzel
Haçan1) Madem 2) Ne zaman
Haçan ki : Ne zaman ki
Halefet : Muhabbet, sohbet
Halik : Küçük taş
Halpıtmak : Yoğurt yemek
Haltuk : Buzağının boynundaki ip tasma
Happak : Sade yoğurt
Harar : Büyük örme sepet
Harın : Dayanıksız
Harez, Harız : Boş bırakılan arazi
Harman
Hartama : Çatıyı kaplayan tahta
Haset : Kıskanç, fesat
Haşindi : Tam şimdi
Haşlak : Yakıcı, kavurucu
Hatça : Hatice adının yöresel söylenişi
Haus : Hafız adının yöresel söylenişi
Havruz
Havse : Hafize adının yöresel söylenişi
Hayana : Önden
Hayat : Evin girişi, antre
Helenpir : Külüstür, angaz
Helim : Halim adının yöresel söylenişi
Helle : Un çorbası
Henki : Yaşlı, ihtiyar
Henkimek : İhtiyarlamak
Hennük : Toprağı suya doyuran yağmur
Hepek : Gizli geçit kapağı
Heri
Herk : Tarlaların sürülmesi işi
Hers : Hırsla karışık sinir
Herslenmek : Sinirlenmek
Hevlane : Küçük tencere
Heysin : Hasan adının yöresel söylenişi
Hılli : Göründüğü gibi olmayan, sinsi
Hıntak : Gevşek, tıkız olmayan
Hınkırmak : Sümkürmek
Hırp etmek : Örtmek
Hırtlamak : Ezerek parçalamak
Hışır : Eski, kırık dökük
Hızan : Çocuk ve torunlar
Hızar : Büyük testere
Hızım darı : Zayır mısır
Him : Duvalın temelinin oturduğu çukur
Hirtik : Dirliksiz, fesat çıkaran
Holasa : Gelişigüzel yapılan iş
Hollamak : Ayıklamak, follamak
Honça,Hemençe : Küçük yün torba
Hopalak : Tombul
Hopçurmak : Bir şeyin içine zıplayarak atlamak
Hopul : Unun tortusu
Horon : Kemençe ve tulum(gayde) ile oynanan yöresel oyunumuz
Horsa : Heves
Horsasını almak : Hevesini almak
Horsası geçmek : Hevesi geçmek
Hortik : Ayı yavrusu
Hoşkil : Kumar
Hoşkuran,Hoşuran : Bir tür bitki
Hoşmak : Bir yemeğimiz
Hozan : Sık çalılık
Höl : Islak
Höldirik : Dandik, adi yapılı eşya
Hörelenmek : Kafa tutmak, dayılanmak
Höshöldüremük : Tadına varılamadan alelacele içilen çay
Höşül1) Bulanık sıvı 2) : Çayın dip kısmı
Hulukçu gibi gezmek : Kalabalık bir halde ve çokça gezmek
I
Imımak : Isınmak
ImıkIlık : ne sıcak ne de soğuk
Irgamak : Sallamak, hareket ettirmek
Irgat : Amele, işçi
Irıb : Yöntem, püf noktası
Istınka : Ağzına kadar dolu
Işgın : Fındık filizi
İ
İçlik : Gömlek
İğdiç : Eğri bacaklı
İkretmek : Tiksinmek, nefret etmek
İleki gün,Lekigün : Önceki gün
İlistir : Metal kevgir
İndem : O kadar da
İrepata : Ekmek yapmaya yarayan yassı alet
İsiyin : Hüseyin adının yöresel söylenişi
İşmar etmek : Baş, göz ve elle işaret etmek
İyicene : Hepten, iyice
İzavra : Köle, amele
J
Jile/Zile Pekmezi : Bir pekmez çeşidi
K
Kabakçı : Ordulu
Kakmuklamak : Yumrukla itip kakalamak
Kaliser : Şebinkarahisar
Kapşon : Giyeceklerin başlığı
Karakış Ayı : Aralık ayı
Karalastik : Lastik ayakkabı
Karatağuk : Bir çeşit kuş
Karşılama : Kemençeyle oynanan bir Giresun oyunu
Kasele
Katakulli : Oyun, üçkağıt
Katuk : Ayran
Kavuma : gitmek
Kaynarı : Ölmeyesice
Keçemen : Kertenkele
Keçibaş : Kafasının kenarları saçlı, ortası kel kimse
Kelçük : Meyve koçanı
Kelem : Karalahananın kökü, soyulup yenir
Keleplemek : Fırlatıp atmak
Kelif : Basit baraka
Kemçük : Biçimsiz, çukurca
Kemre : Hayvan gübresi
Kenef : Tuvalet
Kerenti : Tırpan
Kesek,Kötek : Kısa çubuk
Kesmük,Kösmük : Dövülürken savrulan tahıllar
Keşan : Yöreye özgü çubuk desenli şal
Keşgül : Su kabağı
Keşik : Sıra
Keşir : Meyvenin yenilmeyen kısmı
Keyfanı : Kocakarı, ihtiyar kadın
Kıble : Güneyden esen rüzgar
Kıymık : İnce odun parçası
Kile : Eski bir ölçü birimi
Kiraz Ayı : Haziran ayı
Kiraz Duzlusu : Kirazı soğanla kavurarak yapılan bir yemek
KirkoTirizme : vurma aleti
Kittik : Küçük sabun parçası
Kodaman : Yaşlı ve zengin kimse
Kofil : Fıçı
Konuşuk : Laf, konuşulan şey, söz
Kopça1)Düğme 2) : Kısa bacaklı kimse
Kopuk : Serseri, it gibi gezen
Korgon çorbası : Mısır çorbası
Koruk : İçi boş fındık
Köm : Ağır
Kömeç : Kuru ağaç parçası
Köstü : Köstebek
Köstüre : Yuvarlak bileme taşı
Kuma : Aynı erkekle evli kadınlar
Küpbaş : Koca kafalı, kafası büyük
Küpü : Baltanın sırtı
Külek kafalı : Koca kafalı, kafası büyük
Kürtük : Dağlarda yazın bile erimeyen kar yığını
Kürün : Sulama amacıyla içi oyuylmuş ağaç
Küskülemek : Gaza getirmek
Kütmek : Küçük tahta tabure
Küveç,güveç : Ağaçtan yapılmış kap
L
Laz armudu : Giresun'a has bir armut türü
Leftir
Lobya, Lomya : Fasülye
Lobut1) Büyük değnek 2) : Şişman ve iri adam
Löç : Çok ıslak, suya doymuş
Lülemek : Bir şeyin ucunu yontmak
M
Mabeyin : Oda
Macir1) Göçmen 2) : Gürcü (Acaralı)
Macirce : Macirlerin konuştukları dil; Gürcücenin Acara şivesi
Mada : İştah
Mafir : Defa, kez, kere
Mahna : Sebep, semete
Mahnaliğin : Sebebine, sayesinde
Makluvat : Zayıf yabani hayvan
Makta : Orman kesim işleri
Malak
Mam : Bir tür oyun
Mandalin : Mandalina
Maslı : Sepet çubuğu
Maraz : Ruhi hastalık, sıkıntı
Marşaba : Su kabı, maşraba
Maşat
Mavzer : Tüfek
Mazı :
Medek : Dişi manda
Meğel : Küçük geniş çapa
Meh : Buyur, al
Mendabur : Aşırı derecede pis insan
Merek : Serenti'ye benzer yapı, ot saklanan yer
Merulcan : Taze diken ucu
Miyese, Meyse : Miyase adının yöresel söylenişi
Mısgıç : Cimri
Mısmıl : Uyuşuk, tembel
Misir : Bir çeşit domates
Mamali, Momuli : Peynir kurdu, küçük böcek
Mostra
Mudara : Sağlam olmayan kalitesiz
Mugalif : Zayıf, dayanıksız
Mundar : Pis
Mühkem : Sağlam
N
Nacak : Küçük et doğrama baltası
Namazlağ, namazlık : Seccade
Nebri
Nene : Nine, babaanne ve anneanne
Nezük,Nezik : Güzel, tatlı
Nifi1) : Eskiden açık saçlı, çember takmayan gayrimüslim kadınlarına verilen ad
2) Çok açık saçık giyinen kadın
O
Obuz : Büyük su arkı
Okaru, Okarı : Yukarı
Osmak : Kıyaslamak, vuruşturmak
Oslama : Boşuna
Oyrak : Çukur arazi
Ö
Öğürsemek,Örsemek : İneğin boğa istemesi
Öklemek : Bağlamak
Örkenmek : Taklit etmek, özenmek
Ötürmek1) İshal olmak 2) : Kötü kelimeler kullanarak konuşmak
P
Paçka : Küçük ev, serentiye benzer yapı
Paçuri : Paçavra
Padar : Çamın dış kabuğu
Pağaç : Külde yapılan ekmek
Pahal : Kıskanç, çekemeyen
Palak : Ayı yavrusu
Palan : İnce minder
Palaz : Bir fındık türü
Palas Pandıras : Apar topar, Patır kütür
Pancar : Karalahana
Pança1) Pençe 2) : Çok kıllı erkek eli
Pandır
Pantul, Pontul : Pantolon
Papara : Dayak
Parabelli : Bir tür silah
Pasa : Habire, devamlı
Pattangoç : Bir çeşit oyuncak silah
Patoz : Fındık çekme makinası
Payandura : Destek
Paykırtmak : Kaçırmak
Pee : Taş duvar
Pelit : Meşe ağacının meyvesi, palamut
Pere, Bere : Koyun sağma yeri
Pervaz : Kapı, pencere kenarları
Pestil
Peş : Ek, yama
Pezük : Pazı bitkisi ve yemeği
Pıddak : Patlamış mısır
Picali : Bezelye
Poğol, Poğul : Suda pişmiş mısır
Pöstekisi Çıkmak : Pestili çıkmak
Pur : Sert kumlu toprak
Putana : Tahta turşu saklama kabı
Pür : Çamın iğne gibi olan yaprakları
R
Rafan gitmek : Çok hızlı ilerlemek
S
Sağrak : Yağ saklama kabı
Sahan : Bakır kap, tabak
Sakırca : Beyaz çiçekli, kökü yumurtayla kızartılarak yenen bir tür bitki
Sakırtlak : İnsana yapışan böcek
Sali1) : Salih adının yöresel söylenişi 2) Salı günü
Saplıyak : Metal yemek kepçesi
Sarıcalı : Balsız bir arı türü
Sasuk : Tatsız
Sazmak : Islak çimen, bataklık
Sef : Yanlış, hata
Seğiretmek : Fırlayıp koşmak
Semete1) Vasıta, sebep 2) : Uyku mahmurluğu
Sepetbaş : İçi boş kafalı
Serenti : Yöreye has bir yapı, bir nevi kiler
Sıçan : Küçük fare
Sırappa : Sıraya dizili
Sırgan1) : Isırgan otu ve yemeği
Sibek başlı : Gıcık, aksi, inat
Simelek : Uyuşuk
Sin
Sinmek : Saklanmak
Siron : Giresun'a has yufkadan yapılan yoğurtlu bir yemek
Sökütmek : Üstünü başını çıkartmak
Söykenmek : Yaslanmak
Sulu Sepken : Sulu yağan kar
Suluk : Süzme konulan yer
Süflü : Pasaklı
Sümüç : Parmak boyunda ölçü birimi
Sümsük
Ş
Şalak : Geçmiş salatalık
Şavgu : Şevki adının yöresel söylenişi
Şelek : Harar'ın küçüğü
Şenlik : Evin önünde yemeklik sebze yetiştirilen küçük bahçe
Şişek : Genç erkek koyun
T
TaDaha
Taflan : Kiraz'a benzer bir meyve, Karayemiş, Anadolu'da Laz kirazı olarak da bilinir.
Taflan Tuzlusu : Taflan'dan yapılan Giresun'a has bir yemek
Takkuma : Yöreye has bir kuş
Talanmak : Habire birşeylerle uğraşmak
TamAhır
Taran : Sudaki taşın altındaki boşluk
Tasal : Takatsiz, tembel
Tasattuk etmek : Dağıtmak
Tay : Yük, parça
Taylanmak : Hazırlanmak
Tehin : Çok hızlı hareket eden küçük bir hayvan
Tehin gibi : Atik olmak, eli çabuk olmak
Tekne Gazuntusu : Son çocuk
Telaşa : Telaş
Telaşiya Kalmak : Telaşa düşmek, telaşlanmak
Telef : Canı çıkmışçasına yorgun
Telef Tasal : Yorgun argın
Telesimek : Susamak
Terek : Tahtadan raf
Tesbermek : Kurumak
Tesçe : Çok aceleci
Tevek : Asma dalı
Tevekkel : Sakin, ganayaklı
Tez : Çabuk, hızlı bir şekilde
Tezen Peyniri : Giresun'a has bir peynir
Tıkız : Sıkı sıkıya kapalı
Tıman : Don
Tırmıt : Mantar
Tibal : Giyiminde çok titiz olan
Tili : Yemek seçen
Tirizme vurmak : Toprağı kazarak kökleri çıkarma
Toklu : Kuzunun büyüğü
Topur : Çoklu fındık çotanağı
Tulum1) : Bir tür peynir 2) : Giresun'da da kullanılan bir çalgı aleti, Gayde
Töngel : Bir tür muşmula
Tüğüm : Düğüm
Tülemek : Oluşmak meydana gelmek
Tünek : Kuş tüyü
Tünemek
U
Uheym : Bir hayret ve şaşırma nidası
Ula : Bir hayret ve sesleniş nidası
Uluk : Pis, pasaklı,kötü kadın
Uruf olmak : Üzülmek
Uslu : Köyün ve ailenin büyükleri, sözü geçenleri
Usulca : Yavaşça
Uşak : Erkek evlat
Uy : bir hayret nidası
Uyartmak : Uyandırmak
Ü
Üğüm : Fındık dalı
Üşmek : Eşmek, eşelemek
Üveç : Yaşı gelmemiş erkek koyun
Üzüm Ayı : Ekim Ayı
V
Vire : Daima, devamlı
Y
Yağlaş : Muhallebi
Yal : İnek yemeği
Yalak1) : Hayvanların su içmesi için çeşme altlarında oluşturulan çukur yer 2) : İnsanın sırtının ortasındaki çukurluk
Yalavu : Alev, kıvılcım, ateşin sıcaklığı
Yalavuz,Yalağuz : Yalnız, tek başına
Yane : Ne sandın?
Yarmaça : Yarılmış odun
Yasan Olmak : Ortadan kaybolmak
Yaşmak : Başörtüsü
Yavşu : Mısır tarlasında yetişen bir tür ot
Yaykın : Kızılağaç
Yayuk1) Ayran 2) : İçinde bu ayranın yapıldığı tahtadan ve uzunca eşya
Yenlik : Hafif
Yesir : Ebelemece türü bir oyun
Yitmek : Kaybolmak, gözle görünmez olmak
Yivtin : Bir bitki türü
Yolluk : Kilim
Yuka : Suyun derin olmayan kısmı
Yunmak : Yıkanmak, çimmek
Z
Zabacca : Sabahleyin
Zağar : Uyuz köpek
Zara : Un yapılan mısır ve buğday
Zatiberi : Zaten, eskiden beri
Zeğele : Akşam, akşama, akşamüstü
Zıbıç : Sebze ve meyvenin sap kısmı
Zıpçık : Taze daldan yapılan bir çeşit müzik aleti
Zıpka : Yöreye özgü paçası dar, üstü bol pantolon
Zivzik : Küçük fare
Zorlu, Zollu : Güzel, güçlü kuvvetli
Zorunan : Zorla
Zote : Saklambaç oyununun yöredeki adı
Zumbuk : Yumruk